YAĞDIR MEVLAM SU

Son elli yılın en kurak dönemine girildiği yolundaki haberler insanlığı yeni ve acil önlemler almaya zorluyor. Allah'ın bir Rahmeti olarak yeryüzünü canlandıran , ekolojik dengeleri sağlayan yağmurun ve suyun eksikliğinde olabilecekleri düşünmek bile insanlığın bir kâbusu... Birçok krizin alternatif seçeneklerle hafifletilmeye çalışıldığı günümüzde, su krizinin çözümünde tek seçenek yağmur ve karın yağması mı? Bir nimet olarak bizlere ve insanlığa sunulan suyun değerini gerçekten biliyor ve yeterince dikkatli kullanıyor muyuz? İçme suyundan kullanma sularına kadar israf boyutunda gereksiz su kullanımları kısıtlı rezervlerimizi de yok ediyor. Çeşmelerimizden akmayan suların yol açtığı toplumsal infiallere de zaman zaman şahit oluyoruz. Bölgesel ve mevsimsel özelliklere göre kuraklığın yol açtığı sıkıntılar bazen çözümlenemeyecek boyutlara ulaşıyor. Önümüzdeki günlerin zor geçeceği ve susuzluğun tüm bölgelerde kendini belli edeceği görünüyor. Bu durumda neler yapabiliriz, şahsen bize düşen yükümlülükler ve   devletin görevleri nelerdir. İnancımızın gereği bir sünnet olarak da yaptığımız yağmur dualarının yanında daha neler yapılmalıdır? Öncelikle her birimiz suyumuzu israf etmeden ve boşa harcamadan kullanmak zorundayız. Devlet olarak ta, iklim değişiklikleri ve küresel ısınmaya karşı ekosisteme uygun bir bitki örtüsü, tarım ve hayvancılık politikası izlenmelidir. Suyun alternatifini bulamayacağımız gerçeğini bilerek, değişen iklim şartlarıyla birlikte dengesini bozduğumuz dünyada, alacağımız önlem ve yapacağımız tasarruflarla   birlikte suyumuzu dikkatli kullanmak ve israf etmemek en kolay ve basit çözümlerden birisi. Su hayattır, Su nimettir. Nimetin kıymetini bilmek de hem insan hem de Müslüman olmamızın bir gereğidir. Rabbimizden duamız, gökten rahmetini yerden bereketini eksik etmesin ve bizi açlık ve susuzlukla imtihan eylemesin. Âmin.