Burdur'un deprem riski, 1- 7 Mart Deprem Haftası programı kapsamında düzenlenen konferansta, Olası depremin getirecekleri ve deprem sonrası muhtemel yaşanacaklarla bunlara dair alınması gereken konular hakkında görüşler ortaya kondu.
Perşembe günü MAKÜ Konferans ve Sergi Salonundaki konferansın konuşmacısı ODTÜ'den Prof. Dr. Ali Koçyiğit olurken, Koçyiğit'den önce konuşma yapan Vali Tapsız, herkesin depreme hazırlıklı olması gerektiğini ve yapılan tatbikkat ve eğitimlerin yeterli görülmemesi gerektiğini savunurken, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya 2000 yılından önce yapılan inşaatların çoğunda, Burdur Çayından alınan kum ya da Karaçal Köyü kili kullanıldığı için herkesin ikametgahlarının kontrolünü yaptırmasını ısrarla önerdi. AFAD Müdürü Mehmet Oral, deprem bölgesindeki Burdur'da deprem ve diğer afetlerden önce farkındalığın arttırılmasına vurgu yaptı. Deprem Haftası programı kapsamında ODTÜ'den gelen Prof. Dr. Ali Koçyiğit 'Burdur ve yakın çevresinin depremselliği, deprem kaynakları ve yapılması gereken çalışmalar' konulu konferans verdi. Programda: 'Deprem slayt gösterisi, AFAD Müdürü Mehmet Oral'ın konuşması, telgrafların okunması, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya'nın konuşması, Vali Süleyman Tapsız'ın konuşması, Prof. Dr. Ali Koçyiğit'in konferansı, ara ve kokteyl ikramı, MAKÜ Veteriner Fakültesi öğrencilerinin tiyatro gösterisi' yer aldı.
Burdur'un depremselliği konferansına çok sayıda davetli katılırken bunlardan bazıları, İl Genel Sekreteri İbrahim Şimşek, Bucak Kaymakamı Osman Hacıbektaşoğlu, Jandarma Komutanı Alb. Yavuz Fidan, Alay Komutanı Alb. Ümit Saltaş, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı,daire müdürleri, sivil toplum kuruluşları başkan ve temsilcileri oldu.
Vali Süleyman Tapsız, konferans ve Burdur'un depremselliği konusunda yaptığı ayrıntılı konuşmasında: "Bugün Burdur'da İkincisini düzenlediğimiz "Deprem Haftası Etkinlikleri Haftası" kapsamında depreme hazırlık ve acil müdahale altyapısı konusunda yapılan çalışmaları değerlendirmek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir arada bulunuyoruz. Bu vesileyle hepinize en içten duygularımla selamlıyorum. Van'da 23 Ekim 2011 tarihinde büyük bir deprem felaketi yaşadık. Burdur tarihini incelediğimizde, 1914 ve 1971 yıllarında; 7.1 ve 6.2 büyüklüğünde iki büyük deprem yaşandığını görüyoruz. Ve yine ülkemiz 1999 yılında iki büyük deprem yaşadı. Bu depremlerde binlerce vatandaşımızı kaybettik. Yine binlerce vatandaşımız yakınlarını, evlerini, her şeylerini kaybettiler. O dönemde yaşanan acılar hala içimizdeyken yeni bir depremle tüm ülke olarak sarsıldık. Bu vesileyle Van'da yaşanan depremde hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum. Yaralılara da acil şifalar diliyorum. Yaşadığımız bu büyük depremlerin ardından millet ve devlet olarak alınması gereken dersler olduğunu gördük. Özellikle planlı kentleşme, yapılaşma ve sivil savunma alanında yapmamız gereken çok şey olduğunun farkına vardık. Bir daha bu acıları yaşamamak ve yapılması gerekenler noktasında nerede olduğumuzu anlamak için kendimizi zaman zaman test etmemiz gerekiyor. Bu toplantı da, bu bakımdan önem arz etmektedir.
Türkiye bir deprem ülkesidir. Burdur 1.derece deprem bölgesidir
Ülkemiz, coğrafi, jeolojik ve iklim özellikleri ile bağlantılı olarak, deprem yanında çığ, sel gibi doğal afetlere de maruz kalmaktadır. Bu durumun bilincinde olarak ve ilimizin birinci derece deprem bölgesi olduğu gerçeğini kabul ederek çalışmalarımızı buna göre yapmalıyız. Deprem açısından bakıldığında; deprem kuşağında ve fay hatları üzerinde yaşayan bir il olduğumuz gerçeği ortadır. İlimizde, hazırlıksız ve altyapı sorunlarını çözmeden yakalanacağımız bir depremin yol açacağı tahribatın boyutlarını düşünmek bile, bizi çok ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Artık, yıllar boyu yaşanan felaketlerle birlikte hep dile getirilen sorunlar, bir sonraki felaket kapımızı çalıncaya kadar ertelensin istemiyoruz. Çünkü, ülke olarak doğal afetlere hazırlıksızlığımız ve altyapıdaki sorunlarımız geçmişte binlerce ca kaybına neden oldu. 1948'den bugüne;12 defa imar affı çıkarılmış olması, Kamu arazilerinin işgali, Plansız yerleşim, Projesiz ve denetimden uzak yapıların üretilmesi gibi uygulamalar, depremin toplumsal afete dönüşmesini kaçınılmaz hale getirmiştir. Artık, sorunların ertelenmesine ve zaman kaybına tahammülümüz yok. En kısa süre içerisinde gerekli tedbirleri almak ve vatandaşlarımızın haklı endişelerini gidermek durumundayız. Yapılması gereken, her kurum ve kuruluşun sorumluluğunu bir başkasının üzerine yüklemeden, kendi görevlerini en iyi biçimde yerine getirmesidir. Son 10 yılda yaşadığımız depremler, tabi ve teknolojik afetler ve bölgemizde meydana gelen savaşlar risk beklentisini yükseltmiş ve sivil savunma hizmetlerine özel bir önem vermemizi zorunlu hale getirmiştir. Valiliğimizce yürütülen sivil savunma hizmetlerini sürekli geliştiriyoruz. Bu çerçevede bir yandan arama kurtarmak birlikleri ve diğer yapılanmalarla kurumsal yapı güçlendirildi; öte yandan araç, gereç ve teçhizat olarak takviye yapmaya çalışıyoruz.
Ülke düzeyinde, üstün teknolojik özellikleri haiz araç ve gereçlerle donatılan AFAD bir yandan olası deprem için hazırlık yaparken, diğer taraftan; Trafik kazalarında, Çığ düşmesi, sel gibi tabi afetlerde, Suda boğulma ve kaybolma olaylarında, Orman yangınları ve maden göçükleri gibi kazalarda görev almaktadır. Bu durumlarda Afet Acil Durum Yönetimi Birimlerimiz, devletimizin vatandaşa uzanan, dar zamanında yetişen güçlü, etkin ve şefkatli eli olduğunu göstererek insanımıza güven vermektedir. Afet ve acil durum yönetiminin koordinasyon içinde yürütülmesi ve afet öncesi hazırlıkların yapılması için bina, araç-gereç, kurumsal yapılanma ve bilimsel araştırma konusunda ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Yerel yönetimler, üniversitemiz ve sivil toplum kuruluşlarımız bünyesinde koordinasyon merkezleri, araştırma üniteleri ve arama kurtarma birimleri oluşturulmalıdır. Deprem riski yüksek bölgelerde yıkılması gereken binalar yıkılarak yenileri yapılmalıdır. Güçlendirme ihtiyacı olan yapılar projelendirilmeli, özellikle de okul, hastane gibi önemli kamu binalarında güçlendirme inşaatları hızla yürütülmelidir. Böylelikle, olası bir depremde, kamusal ortak kullanım alanlarındaki yapılarda vatandaşımız can güvenliği sağlanmış olacaktır. Depreme hazırlık noktasında en üst seviyede olmak durumundayız. Hiçbir şekilde her hangi bir tedbiri ihmal etme ya da erteleme gibi bir keyfiyetin içinde olamayız. Bu alanda kaymakamlıklar, yerel yönetimler başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir. Çünkü, yılların birikmiş ve ertelenmiş sorunlarını kısa sürede çözmek, büyük bir çaba ve çok büyük maddi kaynak gerektirmektedir. Bu konuda kısa orta ve uzun vadede yapılması gereken işler vardır ve bunlar planlı ve projeli çalışmalarla geciktirilmeden yapılmalıdır.
Büyük Afetlerle mücadele sadece Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla başarılamaz
Büyük Afetlerle mücadele sadece Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla başarılamaz, 7 den 70 tüm Vatandaşlarımızla, topyekûn mücadeleyle, kazanabileceğimiz bir sınavdır bu. Van Depremi sonrası, Burdur AFAD ekibi olarak hem Hasar Tespit Çalışmalarında hem de Konteynır Kentlerin Kurulmasında, Hak Sahiplerine Dağıtılmasında ve Yönetiminde Van'da hizmet verilmiş ve deneyim kazanılmıştır. Burdur AFAD Ekibi olarak Van'da farkındalık yaratılmış ve takdir toplanmıştır. Ayrıca yaklaşık 200 kişiden oluşan Van Depremzedelerimizi İlimizde ağırlıyoruz. Onların barınma, gıda, yakacak ve giyim vb. tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Çok yakın bir gelecekte, resmi prosedürler tamamlanır tamamlanmaz, İlimize, biri Merkezde ve diğeri Bucak İlçemizde olmak üzere, 2 ayrı Mikro Ölçekli Depo kazandırılmış olacaktır.
Kızılay ile koordineli olarak bu depolarda Afet sonrası acil ihtiyaç duyulan malzemeler hazır bulundurulacaktır. Ayrıca İl Özel İdaremizce, içinde enkazdan kurtarma araç ve gereçleri başta olmak üzere muhtelif sağlık malzemeleri ve jeneratör bulunan 2 adet Deprem konteynırı alım kararı alınmıştır. Alo AFAD 122 Acil Çağrı Numarası İlimizde hizmete girmiştir. Afete maruz kalan veya acil yardıma ihtiyaç duyanların 24 saat 122 numaralı Alo AFAD hattını arayabileceklerdir. Bu aramalara daha hızlı cevap verebilmek için arayanların; olayın türünü ve yerini net olarak bildirmeleri önemlidir. Gerçek ihtiyaç sahiplerine zamanında ulaşılabilmesi için vatandaşların bu numarayı gereksiz aramalarda kullanmamaları gerekmektedir.
Değerli Katılımcılar, Bu yapılanlar yeterli midir? Elbette yeterli değildir. Daha yapılması gereken çok şey olduğuna inanıyoruz. Belediyemizin, yapı ölçeğinde zemin ve inşaatların sağlamlığı konusunda araştırmalarını bir an önce tamamlamaları ve gerekli tedbirleri almaları gerekmektedir. Yine, başta sağlık kurumları ve okullar olmak üzere kamu binalarında yeniden yapma, güçlendirme ve rehabilitasyon çalışmalarına hız verilmelidir. Vatandaşlarımızın endişelerini giderme anlamında, olası bir deprem konusunda doğru bir şekilde bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Bu konuda yazılı ve görsel basın yayın organlarımıza da ciddi görevler düşmektedir. Özetle; Ülkemizin, özellikle de ilimizin coğrafi konumu ve jeolojik özellikleri itibariyle başta deprem olmak üzere her türlü afete maruz kalma riski yüksektir. Bu toplantı; Burdur ve çevresinde olası depremlere karşı alınan ve alınacak tedbirlerin gözden geçirilmesine vesile olacaktır. Ayrıca, afetlere ilişkin kurumlar arasındaki görev ve sorumluluk paylaşımının etkin bir şekilde yürütülmesine, işbirliği ve koordinasyonun sağlanmasına ve görülen eksiklerin giderilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Bu nedenle günümüzde artık, afet meydana geldiğinde müdahale edilmesini öngören ve afet sonrasında yeniden yapılaşmaya ağırlık veren yaklaşımların yerini, afet öncesinde, afetin yıkıcı etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen politika ve anlayışlar almıştır. Bu konuda Valiliğimiz, yerel yönetimlerimiz, üniversitemiz ve sivil toplum kuruluşlarımız hep birlikte çalışmalıyız. Vatandaşları deprem konusunda hazırlıklı olmaları için bilinçlendirmeli ve eğitmeliyiz; ancak panik yaratacak açıklamalardan da kaçınmalıyız. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Deprem ve doğal afetlerin ülkemiz ve milletimizden uzak olması temennisiyle toplantının ve yapılan çalışmaların hayırlı olmasını diliyor, Etkinliklerimize katılan Değerli katılımcılara sağladıkları katkıdan dolayı teşekkür ediyorum." dedi.
2000'den önceki binaların kontrolü şart
Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya da yaptığı konuşmada önemli konulara parmak bastı ve kentteki herkesi, ev ve işyerlerinin depreme dayanıklılık testini yaptırmasını istedi. Başkan Akkaya: "Gündem deprem. Biz de Burdur olarak 1. derece deprem bölgesindeyiz. Çok kapsamlı bir etüt yaptırmış durumdayız. Bu etütlerimiz tamamıyla birbiriyle çakışmaktadır. Burdur'da, Burdur- Fethiye fay zonuna paralel olarak, Burdur Gölüne paralel fay hatları var. AFAD Müdürlüğü güzel çalışmalar yapıyor, yeni Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü de bu işin farkında. Asıl mesele bu işi sözden ziyade fiiliyete dökmek durumundayız." dedi. Daha önceki açıklamalarında ildeki binaların nasıl yapıldığını bildiğini söyleyen Akkaya, "Ben, 40 yıldan beri binaların nasıl yapıldığını bildiğimi söyledim. 2000 yılına kadar binaların malzemesi çaydan alınan, Karaçal Köyünden alınan malzemedir, topraklıdır, killidir. Hatta bu malzemeler binanın demirini dahi çürütmektedir. Ben belediye başkanı olarak 8 yıldır bunu takip ediyorum. Tedbirimizi depremden önce almalıyız. Diyorum ki binalarımız malesef çürük. 2000 yılından sonra durum değişti ama bundan önceki binaların bir an evvel gözden geçirilmesi gerekiyor. Burdur'da 1842, 1876, 1901, 1914, 1925, 1963 ve 1971 yıllarında depremler yaşanmış. 1971 depremini hatırlıyorum, 1971 depremi sonrasında 6 aya yakın çadırda kaldık. 1971 yıl depremini yaşadık ve 62 vatandaşımız ölürken, 100'lerce ev kullanılamaz hale geldi. Deprem gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ümit ediyorum ki bu bir hafta verimli geçer. Ve hepimiz sorumluluklarımızla hareket ederek, depremden önceki tedbirlerimizi hep beraber alırız." dedi.
Burdur AFAD çalışanları Van'da iz bıraktı
AFAD Müdürü Mehmet Oral, Van depreminin ardından deprem bölgesine giden Burdur AFAD ekibihih orada iz bırakan ve memnuniyet toplayan çalışma ve hizmetlere imza attığını vurguladı. Prof. Dr. Ali Koçyiğit'in konferansı öncesinde konuşan AFAD Müdürü Mehmet Oral: "Hatırlayacağınız gibi, geçen yıl, 21 Şubat 2011 Pazartesi günü Turizm Eğitim Merkezinde, "Sivil Savunma Günü ve 1 – 7 Mart Deprem Haftası Etkinleri" nin tanıtımının yapıldığı bir sabah kahvaltısı ile başlayan etkinliklerimiz, Mart ve Nisan aylarına yayılan geniş etkinlikler zinciri şeklindeydi. Söz Konusu Etkinlikler Kapsamında:Okullarımızda Sivil Savunmaya yönelik Teorik Eğitimler ve İkaz – Alarm Tatbikatları;Bucak Devlet Hastanesi ve Sosyal Bilimler ve Fen Liselerinde geniş kapsamlı Söndürme, Kurtarma, Tahliye ve Triaj tatbikatları; MAKÜ Konferans Salonu ( bu salonda) nda "Burdur'un Jeolojisi, Depremselliği ve Alınması Gereken Önlemler" Konulu Panel, "Depreme Hazırlıkta El Ele" Doğa yürüyüşü, İl Merkezimiz, İlçelerimiz ve Beldelerimizde İlk Öğretim öğrencilerine yönelik Deprem Eğitimleri ;İlimiz Merkez ve İlçelerimizde, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının amir ve temsilcilerine "Afet Acil Durum Yönetim Merkezinin (Yeni yönetmeliğe göre) işleyişi ve Kurumsal Yapımız" konulu konferanslar yapılmıştı. Bu etkinliklerle; Bir yandan, Kamu Kurum ve kuruluşlarımızın, düzenlenen tatbikatlarla, herhangi bir afet anındaki refleks eğitimlerinin tamamlanması, eksikliklerin tespit edilmesi ve afete hazır hale getirilmesi; Düzenlenen Panel ve Doğa Yürüyüşü ile,tüm Burdur halkının depreme karşı duyarlılığının ve deprem bilincinin arttırılması; Verilen eğitimlerle de, İlk Öğretim Öğrencilerinde Deprem Bilincinin yerleştirilmesi ve çocuklarımızda depreme yönelik, farkındalık yaratılması amaçlanmış; diğer yandan da; Bu faaliyetlerin; yıl boyunca düzenlediğimiz çeşitli tatbikat ve eğitimlerden oluşan etkinliklerle birleştirildiğinde, yılın önemli bir bölümünün Afete Hazırlık için, başta Stratejik Paydaşlarımız olan, Belediyemiz, Üniversitemiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız, Öğrencilerimiz ve Halkımızla olmak üzere tüm Kamu Kurum ve Kuruluşlarımızla koordineli ve 'Afete Karşı Topyekûn Mücadele Bilinciyle' geçmesi amaçlanmıştır.
23 Ekim 2011 Van Depremi, Bu yoğun temponun ne kadar abartısız ve gerekli olduğunu, afete karşı hazırlıklı olma ön koşulunda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Kuşkusuz tek tesellimiz önceki depremlere oranla can kaybının azlığıydı. ÂFAD Ekipleri, canla başla çalışmışlardı, enkazlardaki arama ve kurtarma faaliyetlerinde. ÂFAD Ekipleri, sadece depremin hemen sonrasında değil, hep oradaydılar: Hasar Tespit Çalışmalarında, Çadır Kentlerin Kurulmasında, Gelen Yardımların Dağıtılmasında, Konteynır Kentlerin Kurulumu ve Hak Sahiplerine Dağıtılmasında, Sosyal Yaşama Dönüş Projelerinde Burdur AFAD olarak hem Hasar Tespit Çalışmalarında hem de Konteynır Kentlerin Kurulmasında ve Hak Sahiplerine Dağıtılmasında, Van'da, bir ay süreli, hizmet verilmiş ve deneyim kazanılmıştır. Deprem hususunda, sıranın bir gün Burdur'a da geleceği kuşkusuzdur, bu bizim korkumuz değil, hazırlıklı olma kamçımızdır. Önemli olan öyle bir günde eğitimli kitleler ve eğitilmiş Sivil Toplum Örgütlerimizle ve personellerle top yekûn mücadeleyi vermektir. İşte bu nedenle, Müdürlüğümüz koordinesinde: Kamu Kurumlarımız, Odalarımız ve ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarımızın desteği ile ikincisini düzenlediğimiz "1-7 Mart Deprem Haftası" etkinliklerinde; konferanslarıyla ses getirecek konuklarımız, Mehmet Akif Ersoy Üniversitemiz Tiyatro Kulübü öğrencilerimizin oynayacağı tiyatromuz, takdirlerinizi almayı umduğumuz tatbikatımız; İlimiz merkezinde 12 okulumuzda deprem eğitimleri bulunmaktadır.
2 Mart Cuma günü yine bu salonda yapılacak olan, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın sunacağı konferansa, tüm davetlilerin yanı sıra İlimiz ve bölge illerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarının teknik personelleri katılacak olup, gün boyu sürecek olan "2007 Deprem Yönetmeliğine Göre Yapılaşma ve Yapı Jeofiziği" konulu eğitime katılan teknik personellere, sertifika verilecektir. Bahsettiğim eğitim ve 5 Mart Pazartesi günü yapacağımız Deprem Tatbikatı içerisinde ki KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyasyon,Nükleer) Sızmalarda Arınma Tatbikatı uygulaması da ilimizde bir ilktir.
Hafta etkinliklerimizin açılış konferansını vermek üzere, yoğun iş ve ağır kış şartlarına rağmen, davetimize icabeti ile bizleri onurlandıran saygı değer Sn. Prf. Dr. Ali Koçyiğit hocamıza; Kurumsal yapılanmamızda bizlere destek veren ve önderlik yapan Sayın Valimiz başta olmak üzere; faaliyetlerimizi gerçekleştirmemizde desteklerini esirgemeyen Millet Vekillerimize, Belediye Başkanımıza, Sivil Toplum Kuruluşlarımıza, Kamu Kurum ve Kuruluşlarımıza, basın mensuplarımıza ve Değerli Burdur Halkına Minnettarlığımızı ifade eder Şükranlarımızı sunarız." dedi.
Prof. Dr. Ali Koçyiğit 'Burdur ve yakın çevresinin depremselliği, deprem kaynakları ve yapılması gereken çalışmalar' konulu konferansını, üç başlık altında ve slayt gösterisi desteğiyle verdi. 'Türkiye'de deprem çalışmaları', 'Bazı depremlerin etkileri', 'Burdur'un tektonik konumu ve depremselliği' ana başlıkları altında konferans veren Prof. Dr. Koçyiğit, 43 yıldır depremler konusunda çalışmalar yaptığını ve bu çalışmalarının 17 Ağustos 1999 depreminden sonra ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Konferansla, Burdur'un depremselliğinin; Vali Tapsız, Belediye Başkanı Akkaya, AFAD Müdürü Oral ve ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Koçyiğit tarafından masaya yatırılmış oldu.
Haber: Haluk Sağlam
[gallery ids="28789,28790,28791,28792,28793"]
Yorum yazarak Burdur Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Burdur Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Burdur Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Burdur Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Burdur Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Burdur Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Burdur Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Burdur Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.